Mersin Gazeteciler Cemiyeti (MGC) üyeleri, 24 Temmuz Basında Sansürün Kaldırılışının 114. yıldönümü ve 'Basın Bayramı' doyasıyla düzenlenen törende bir araya geldi.
Konuşma yapan MGC Başkanı Rüstem Kaya Tepe, 24 Temmuz’ un tarihsel sürecine değinerek, "‘Basın Bayramı’ veya ‘Gazeteciler ve Basın Bayramı’ gibi çeşitli adlarla anılsa da özü ‘basında sansürün kaldırılışı’ günüdür. Tarihsel sürecine baktığımızda, Osmanlı İmparatorluğu zamanında çıkan tüm gazeteler sansür memurlarının kontrol ve denetiminden geçtikten sonra yayınlanabiliyordu. Türk basınında sansürün ilk uygulandığı tarih 1876’dır. 24 Temmuz 1908 tarihinde İkinci Meşrutiyet yürürlüğe girdikten sonra bu uygulamaya son verilmesi günümüzde ‘sansürün kaldırılması’ olarak adlandırılmaktadır. Dolayısıyla gazeteciler olarak bugünü ‘Basın Özgürlük ve Dayanışma Günü’ olarak kutluyoruz. Bu tarih her yıl hatırlanması gereken önemli bir gündür" ifadelerine yer verdi.
“SANSÜR DEMOKRASİLERİN BİR AYIBIDIR”
Konuşmasına Mustafa Kemal Atatürk’ün “Basın hürdür, sansür edilemez” sözüyle devam eden Tepe, “Sansürle mücadele herkese düşen bir sorumluluktur. Sansür, halkın haber alma, gerçekleri öğrenme hakkının önündeki engeldir. Sansür hepimizin sorunu olmalı ki çoğulculuğu, çok sesliliği ve demokrasinin egemen olmasını sağlayabilelim. Hepimizin sorunu olmalı ki sandık başına gittiğimizde, her zaman saygı duyacağımız ve herkesin de saygılı olmasını isteyeceğimiz oyumuzu basınımızdan aldığımız doğru bilgilendirme sonrasında bilinçli olarak, doğru kullanalım" diye konuştu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülmesi ertelenen 40 maddelik 'Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni de değerlendiren Tepe, birçok madde üzerinde düzenleme yapılması gerektiğini ifade etti.
“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Yerel basının gelişen teknoloji ve dijital medya unsuru nedeniyle yaşamalarının güçleştiğini belirten Başkan Tepe, yerel basına destek olunmasının önemine vurgu yaptı. Türkiye’de basın haklarının ve özgürlüklerin genişletilmesi amacıyla yapılan reformların devam etmesi gerektiğini savunan Tepe, "Hepimizin arzusu, Türkiye’nin en gelişmiş demokratik ülkeler seviyesine ulaşmasıdır. Basın özgürlüğü ve ifade hürriyeti konusundaki bazı sıkıntıların da bu süreç içerisinde çözüme kavuşması gerekmektedir.
Basın susturularak değil, özgürleştirilirse demokrasinin gereği yapılmış olur" dedi.