Mersin Özgür Çocuk Parkı'nda bir araya gelen basın emekçileri ve STK temsilcileri, ülke genelinde eylemler sırasında meydana gelen şiddet olaylarını ve tutuklamaları kınadı. Basın emekçileri adına açıklama yapan Kadın Gazeteciler Derneği Başkanı Ayşenur Önal, eylemler sırasında polis tarafından gazetecilerin haber yapma ve görüntü alma hakkının engellendiğini belirtti. Önal, işini yapmaya çalışan gazetecilerin TOMA, biber gazı ve plastik mermi gibi şiddet araçlarıyla durdurulmaya çalışıldığını vurguladı. İktidarın, kendisine muhalefet eden ve hukuksuzluğa karşı mücadele veren kesimleri polis şiddeti, gözaltı ve tutuklamalarla yıldırarak bir korku atmosferi yaratmaya çalıştığını ifade etti. Ayrıca, günlerdir süren eylemler sırasında binlerce vatandaşların kolluk kuvvetlerinin şiddetine maruz kaldığını dile getirdi.
“GAZETECİLER İKTİDARIN HEDEFİ HALİNE GELDİ”
Protestolar sırasında şiddeti belgeleyen gazeteciler, iktidarın hedefi haline geldi. Sahada görev yapan gazeteciler, yargı ve güvenlik güçlerinin baskılarıyla karşı karşıya kaldıklarını belirten Önal, “Günlerdir devam eden protestolarda yurttaşlar işkenceye varan yöntemlerle darp edilip gözaltına alınırken, meslektaşlarımız en iyi ihtimalle mesleki materyallerini kaybetmeyi, en kötü ihtimalle ise tutuklanmayı göze alarak görevlerini yerine getirmeye devam ediyor. Eylemlerin başladığı 19 Mart’tan bu yana 7 meslektaşımız tutuklanmıştı. Bugün sabah tutuklanan gazeteciler hakkında avukatların itirazı sonrası tahliye kararı verildi. İktidar elinde göz korkutma ve sindirme aracına dönüşmüş olan yargı gazetecileri mesleklerinden alıkoyup günlerce gözaltı ve mahkeme salonlarında tutmaktan vazgeçmiyor. Avukatların itirazları ile yapılan hukuksuzluklar ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı.

“MESLEKTAŞLARIMIZ GÖREVLERİNİ GÜVENLİ ALANLARDA ÖZGÜRCE YAPMALIDIR”
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un tutuklanan basın mensuplarıyla ilgili yaptığı açıklamada, “'Gazeteciyim' diyerek şiddet eylemlerine karışmış, provokasyona yönelik girişim olmuşsa o da doğru değil. O zaman gazetecilik faaliyeti olmaz. Ama durumlarına bir baktıralım” açıklamasına cevap verildi.
Önal, “Yargının iktidar elindeki bir sopa olduğunu alenen itiraf etmiştir. Bugün tahliye kararı verilen arkadaşlarımız dahil olmak üzere tüm meslektaşlarımız görevlerini güvenli alanlarda özgürce yapmalıdır. Halkın demokratik haklarını elinden alan, iradelerimizi gasp etmek için sindirme politikalarını her yandan uygulayan AKP rejimi bilmelidir ki; tek adamın sözüyle hareket eden yargıyla özgür basın susturulamaz! Biz mesleklerini sansür, baskı ve şiddet ortamında yapmaya çalışan gazeteciler, yüzyıllardır olduğu gibi hiçbir baskıya boyun eğmedik ve eğmeyeceğiz” dedi
“MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”
Basın özgürlüğü ve insan hakları evrensel değerlerdir. Demokratik bir toplumda gazeteciler, korkusuzca ve bağımsız bir şekilde görevlerini icra etmelerini gerektiğini vurgulayan Önal, “Ancak yaşanan olaylar, Türkiye’de basın mensuplarının sistematik bir baskı altında olduğunu bir kez daha göstermiştir. Meslektaşlarımız yalnız değildir, yapılan tüm engellemelere rağmen mücadelemizi sürdüreceğimizi ve büyüteceğimizi tekrar ve tekrar kamuoyuna duyuyoruz.
Ayrıca gelecekleri gibi diplomaları da tek adamın sözüyle yok edilebilen gençlerin haklı isyanının ve eyleminin yanındayız. Türkiye halklarının hemen hemen her kesiminin dahil olduğu bu eylemler, demokratik bir toplumun inşası için verilen inadın temsilidir” dedi.