Muammer ÇOBAN / Elvan KONUK
Mersin’de 30 yıldır eğitimcilik yapan İlker Taşyürek, uzaktan eğitimde kullanılacak yöntemlerin doğru olması gerekliliğine değinerek, “Bence eğitimin temeli öğretmendir. Öğretmen şartlar ne olursa olsun istedikten sonra o dersi öğrenciye nasıl aktaracağı ile ilgili senaryoyu oluşturup örneğin; bunun için bahçedeki taşları ağaçları bile kullanabilir. Ama tabi ki karşısındaki kitlenin anlama kapasitesine göre kullandığı araçları da doğru seçmelidir” dedi. Uzaktan eğitim ve yüz yüze eğitimde kullanılan materyallerin farklılığını belirten Taşyürek, “Öğretmen, öğrencilerin dikkatini derse çekebilmelidir. Bir öğretmen sadece video eğitimi yapan bir derslikten öğrencilerine sadece video izletip sunumlar anlatıyorsa bu bir süre sonra sıkıcı olur. Ders içinde gündelik bir konuyu öğrencileriyle tartışabilir, kısa kısa oyunlar oynayabilir, yani öğrencilerin dikkatini derse çekmeye yönelik şeyler yapmalıdır. Eğitimdeki bütün modüller her biri kendi alanında değerlidir. Önemli olan öğretmenin sınıftaki öğrencileri tanıyarak onların dikkatini hangi metotlarla derse çekeceğini bilmelidir” ifadelerini kullandı.
“HİÇBİR ÇOCUK EĞİTİLEMEZ DEĞİLDİR”
Doğru eğitim metotlarının önemine dikkat çeken Taşyürek, “Biz eğitimciler şuna inanırız, hiçbir çocuk eğitilemez değildir. Yeter ki onlarla doğru iletişim anahtarını bulabil. Biz şuanda Türkiye’de konfeksiyon üretimi gibi eğitim yapıyoruz. Herkesin üzerine tek tip bir kıyafet giydirmeye çalışıyoruz ki bu çoğu zaman kişiye uymuyor. Aslında eğitim bir terzi mantığıyla yapılmalı, her öğrencinin üzerine göre kıyafet dikilmeli. Tabi bu fiziki şartlar veya ekonomik şartlar ne oranda elveriyorsa o oranda yapılabilir. Her çocuğa özel eğitim modelleri uyguladığınız zaman her çocuğu eğitirsiniz” dedi.
“DÜNYA DİJİTAL EĞİTİME DOĞRU GİDİYOR”
Uzaktan eğitimin çok önemli bir eğitim modeli olduğunu belirten Taşyürek, dünyanın dijital eğitime doğru gittiğini söyledi. Önümüzdeki yıllarda eğitim modellerinin de değişeceğini ifade eden Taşyürek, “ Ben kendi çocuğumdan ve öğrencilerimden görüyorum ki çocuklar oyun oynarken, sosyal medyadan, dijital ortamdan birçok şeyi öğreniyorlar ve ayıklıyorlar içinden. Aslında dünya dijital eğitime doğru gidiyor. Ben şuna inanıyorum önümüzdeki süreçte eğitimle ilgili oyunlar artacak ve level atlama şeklinde ilerleyecek. Örneğin bir sınıfta öğrenilmesi gereken fendeki kazanımlar neyse oyunun içinde o kazanımlar olacak ve çocuklar oyun oynarken aslında fen eğitimini de almış olacak. Dünya buraya doğru gidiyor” şeklinde konuştu.
“ÖĞRETMENLERE UZAKTAN EĞİTİMLE İLGİLİ PEDAGOJİK KAZANIMLAR AKTARILMALI”
Yaşanan pandemi sürecinde öğretmenlerin alışık olmadıkları bir eğitim modeliyle karşı karşıya kaldıklarını ve zorlandıklarını belirten Taşyürek, öğretmenlerin uzaktan eğitim programı ile ilgili pedagojik eğitimler almaları gerektiğini söyledi. Uzaktan eğitim ile yüz yüze eğitimin arasında büyük farklılıklar olduğunun altını çizen Taşyürek, “Öğretmen arkadaşlarımız uzaktan eğitim sistemi ile ilgili herhangi bir eğitim almadıkları için öğrencilerinin karşısında donup kalabiliyorlar. Aslında hepsi çok iyi eğitimciler,çok donanımlılar ama bunu dijital ortamda hem teknik hem de pedagojik anlamdanasıl vereceklerini bilmedikleri için böyle şeyler yaşanıyor. Pedagojik anlamda da uzaktan eğitimde öğrencinin dikkatini toplamak interaktif eğitime dönüştürmek onların da etkileşim yapmasını sağlamak için ayrı bir eğitim gerekiyor. Dolayısıyla üniversitede biz uzaktan eğitim süreciyle ilgili bir eğitim almadık ve tecrübemiz de olmadı. Biran önce öğretmenlere uzaktan eğitimle ilgili pedagojik bir yeni kazanımlar aktarmak gerekiyor. Onlara bu işin yöntemlerini öğretmek gerekiyor. O zaman uzaktan eğitim istenilen anlamda gerçekten başarılı olacaktır” ifadelerini kullandı.
“GELECEKTE OKULA GİTMEK YENİ BİR ANLAM KAZANACAK”
Şuan veliler ve öğrencilerin yapılan uzaktan eğitimden memnun olmadıklarını dile getiren Taşyürek, şu şekilde konuştu: “Göreceğiz ki dijital platformlar da gelişip bu ihtiyaçları karşılayacak bir seviyeye gelecek. Bazı üniversitelerimizde tıp öğrencileri şuan sanal gerçeklik gözlüğü ile istedikleri ameliyatı çalışabiliyorlar. Bunlar gelişecekler. Mesela öğrenciler fen dersinde laboratuvar malzemelerinin olduğu bir yazılım ile bilgileri görerek uygulayarak öğrenecekler. Mesela İstanbul’un fethinde sokaklarda gezen bir insan olduğunu düşünün, gözlüğü taktığınızda tarihi o şekilde öğreneceksiniz. Bundan böyle sanal eğitimler daha da artacak. Ben şuna inanıyorum ki gelecekte okullara gitmez yeni nesil için aslında başka bir anlam kazanacak. Biz akademik eğitim almak için okullara giderken onlar sosyalleşmek için gidecekler. Önümüzdeki yüzyılda eğitim sokağa inecek. Çocuk hangi alanda eğitim almak istiyorsa dijital ortamda bulacak.”
“HARMANLANMIŞ EĞİTİM, YENİ NORMAL BU OLACAK”
Günümüzde insan zekası ile yapay zekanın yarıştığını vurgulayan Taşyürek, bilgiyi daha ileriye taşıyacak beyinlere ihtiyaç duyulacağını da sözlerine ekledi. Çocukları ezberci bir eğitimden çıkarak onları her olay karşısında sorgulayan, yorumlayan ve o olaya çözüm getirebilen beyinler olarak yetiştirmemiz gerektiğini de belirten Taşyürek, “Bence eğitim sistemi buraya doğru gidiyor. O yüzden pandemiden sonra da uzaktan eğitim ve yüzyüze eğitim iç içe olacak. Harmanlanmış eğitim modeli, yeni normalimiz bu olacak. Okulların açılmasını temenni ediyoruz ama uzaktan eğitim de öğretmenin kullandığı yeni bir model olarak kalacak” dedi.
“ÖZEL SEKTÖR ÖĞRETMENLERİ PANDEMİ SÜRECİNDE MAĞDUR OLDU”
Pandemi sürecinde özel sektörde çalışan öğretmenlerin işten çıkarıldığını ve mağduriyet yaşadıklarını dile getiren Taşyürek, “Atanmayı bekleyen binlerce öğretmen olduğu için özel sektörde çalışmayı seçen öğretmenler zaten bir mağduriyet yaşıyorlardı. Hak etmedikleri bir sistemde var olmaya razı iken şuanda salgın nedeniyle o sistemde de yer alamıyorlar. Pandemi sürecinde okulların kapatılmasıyla birlikte öğretmenler ya yarı zamanlı çalıştı ya da işten çıkarıldı. Tabi özel okul sahipleri de okullarla ilgili giderleri ödeyebilmek için böyle kararlar almak zorunda kaldı. Bu durumda hem özel okul sahipleri hem de öğretmenler mağduriyet yaşadığı için olaya iki açıdan da bakmak gerekiyor” diye konuştu.
Bil Koleji olarak eğitimde sağladıkları imkânlar ile yüz yüze eğitimde iyi bir noktada olduklarını ve dijital eğitimde de iddialı olduklarının altını çizen Taşyürek, “Dünya İnovasyon Okulu” sloganımızla Bil Koleji olarak geçen yıl yaptığımız yatırımlarla, uzaktan eğitimlerde de en iyisi olduğumuzu iddia ediyoruz. Bil Learn hibrit eğitim platformumuzla Türkiye’de Eğitimde İnovasyon Ödülü aldık. Bundan gurur duyuyoruz. Bence kolejimiz ilerleyen süreçlerde Türkiye’nin eğitim markası olacak” ifadelerini kullandı.