Kentte, sevgilisi ve onun kuzeni tarafından bagajda mezarlığa götürülüp levye, çelik jant ve sopayla dövülen, ardından 90 kilometre boyunca araçta işkence edilip evinin önünde de bıçaklanan 23 yaşındaki Rahime Edis, 4 gün sonra yoğun bakımdan çıktı. Hastanede serviste tedavisi devam eden genç kadın, tutuklanarak cezaevine gönderilen sevgilisi ve onun kuzeninin en ağır cezayı almasını istedi.
Olay, 28 Eylül'de Silifke ve Erdemli ilçelerinde meydana geldi. İddiaya göre, Rahime Edis'i 5 aydır sevgili hayatı yaşadığı H.S. ve kuzeni M.G. araçla Silifke ilçesi Yeşilovacık mevkiine götürdü. Burada şüpheliler, önce buluştukları bir şahsı dövdü ve araya giren sevgilisi Edis'i de darp ederek otomobilin bagajında mezarlığa götürdü. Mezarlıkta sopa, levye ardından da çelik jant ile kadını döven H.S.'ye kuzeni M.G. de yardım etti. Mezarlıktaki işkencenin ardından biraz aracın bagajında götürülen genç kadın daha sonra araç içine alınarak iki şahıs tarafından yol boyunca darp edildi.
Erdemli ilçesi Alata Mahallesi'ndeki annesinin evine getirilen kadını, bu kez H.S. bıçaklayıp kaçtı. Haber verilmesi üzerine yaralı, Erdemli Devlet Hastanesi Acil Servisi'ne kaldırıldı. İlk müdahalesi yapılan yaralı kadın yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alındı. 3 gün yoğun bakımda kalan genç kadın bugün servise alındı.
Polis ekipleri yaptığı çalışmada şüpheliler H.S. ve M.G.'yi yakaladı. Mahkemeye çıkartılan her 2 şüpheli de "yaralama ve hürriyeti yoksun kılma suçundan" tutuklanarak cezaevine gönderildi.
"MEZARLIĞA GÖTÜRDÜLER, BİR KUZENİ DÖVÜYOR, BİR KENDİ DÖVÜYOR"
Erdemli Devlet Hastanesi'nde tedavisi süren 23 yaşındaki Rahime Edis, yaşanan olayı anlattı.
Sevgilisi H.S.'nin elinden telefonu alıp bir şeyler yaptığını, ardından kendisini arabaya bindirdiğini aktaran Rahime Edis, "Kuzeni var M.G. hep beraber gittik arabayla, babasının mezarına uğrayacağını söyledi, bir şey olabileceğini düşünmemiştim. Kamyoncuların gittiği bir yol var orada birinin önünü kestiler, çocuğa saldırdı, A.Ş. dediği çocukmuş meğer. Çocuğa benim adıma bir sürü fotoğraflar atmış, buluşalım, şurada burada demiş, gittiğimiz yerde, meğerse çocuğu oraya o çağırmış. Çocuğu orada aynı gün içerisinde darp etti. Orada beni döverek bagaja bindirdi, beni mezarlığa götürdüler. Bir kuzeni sürüyor arabayı, kendi darp ediyor beni. Sürekli darp ettiler, arabada kriko var ya, krikoyla, tahta sandalyeyle dövdüler. Bana 'burada öleceksin, babamın mezarının başında' dedi. 'Öldüreceksen öldür yeter dedim', zaten can çekişiyordum, su istedim vermedi. M.G.'ye seslendi 'Buna bir damla su yok, hortumu götür babamın mezarını sula' dedi" ifadelerine yer verdi.
"KAÇARKEN ÇELME TAKTI, TAŞLA DEMİRLE VURDU"
Edis, mezarlıktan kaçmaya çalıştığını söyleyerek, "80-90 kilometre uzaklıktaydı şehre yani, ben o esnada kaçayım derken, yakaladı beni ayağıma çelme atarak zaten. Kafama taşla vurdu, ezdi, anlatamıyorum çok kötü bir şekilde vurdu bana. Demirle vurdu hiçbir şey hissedemedim, sonra taş vurdu. Sonra gözümün önüne bir perde geldi, her yeri yemyeşil gördüm, öyle bir bayılır gibi hissettim. Kapı gibi bir şey gördüm tam adım atacaktım 'güm' diye bir şey oldu, gözümü bir açtım H.S. bana vurmaya devam etti. Öteki dünyaya gittim geldim herhalde. Kendime geldim bagaja bindirdiler" dedi.
ANNESİNİN GÖZÜ ÖNÜNDE BIÇAKLAMIŞ
Kendisine bagajda ve koltukta defalarca vurarak eziyet çektirdiklerini aktaran Edis, "Öyle öyle Erdemli'de annemin evine getirdiler beni. Annem neden böyle yaptığını sordu, ben de milleti benim adıma dolandırdığını, benim adıma mesajlar attığını ben engel olunca bana saldırdı demeye kalmadı bir daha bana yumruk vurdu. Bıçağın sapıyla vurdu, sonra da alnıma bıçağı sapladı. Annem araya girince anneme de bıçağı vuracak oldu. Annem çığlık atınca, kardeşlerim çıkınca orada durakladı, kendine geldi. Polislerin sesini duyunca, yukarıya çıkarlarken kaçmış bu, M.G.'yle beraber. Ondan sonra ne oldu ne bitti bilmiyorum, yoğun bakıma getirdiler" diye ifade etti.
"ÇELİK JANTLA BİLE DÖVDÜ"
Edis, ağır işkenceye maruz kaldığını anlatarak "Bıçak vurdu, sandalyeyle, beyzbol sopasından daha büyük daha ağır bir sopayla vurdu, sonra bir şekilde bıçakla lastiği patlattı, lastiği patlatıp içindeki demir yok mu ağır, onu çıkarıp defalarca kafama fırlattı. Bir ömür çıkamasınlar ama bir ömür orada da yaşamasınlar yani. Benim bu yaşadığımın on bin katını yaşasın. Kendime gelemedim, normalde çok söyleyeceklerim var toparlayamıyorum" dedi.