İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararına Tüm Türkiye’den olduğu gibi Mersin’de de tepkiler sürüyor. 1 Temmuz Perşembe Günü yapılacak eylemle ilgili Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nde açıklama yapan Günebakan Kadın Derneği Üyesi Seher Selma Yazıcı, İstanbul Sözleşmesi’nin Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin bir sözleşme olduğunu anımsattı. Sözleşmeye göre devletlerin; şiddeti önleme, şiddetten koruma, yargılama ve şiddetin yok olmasına yönelik etkili politikaları sürekli kılma görevi olduğuna dikkat çeken Yazıcı, İstanbul Sözleşmesi’nin esas olarak toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik bir çağrı olduğunu söyledi. Sözlerine “Kadınlara yönelik şiddetin kökleri, kadın- erkek arasındaki toplumsal eşitsizliğe dayanmakta ve bu eşitsizlik hoşgörü ve inkâr kültürü ile sürdürülmektedir” diye devam eden Yazıcı, eşitlenme politikaları uygulanmadıkça, kadınları ayrımcılığa ve şiddete maruz kalmaktan korumanın mümkün olmayacağını, sürdürülebilir sağlıklı bir toplum olunamayacağını ifade etti.
“SÖZLEŞMEDEN VAZGEÇİYORUZ DENMESİNİ KABUL ETMİYORUZ”
Türkiye’de İstanbul Sözleşmesi’nin gereğince ve kurumlar arasında koordineli olarak uygulanmadığını, kültürel dönüşüm için yeterli çabanın gösterilmediğini ileri süren Yazıcı, şöyle devam etti: “Zira tüm kadın örgütleri gibi Günebakan Kadın Derneği olarak biz de İstanbul Sözleşmesinin uygulamalarını çok yakından izlerken her vesileyle toplumla da paylaşıyorduk. Eksik uygulamalar sebebiyle istenen sonuçların alınamadığını da doğru uygulamalarda alınan iyi sonuçları da dile getirdik. Ve şimdi iktidar tüm eksikliğini görmezden gelerek İstanbul sözleşmesinden vaz geçiyorum diyor. Bu sözleşme T.B.M.M. de oylanırken cumhurbaşkanından başbakanına, bakanlarından milletvekillerine, danışmanlardan bürokratlara kadar hiçbir aklın itirazı olmadı. Mecliste oybirliği ile kabul edildi. On yıl sonra şimdi, ‘sözleşme bize uygun değilmiş’’ diyorlar. Sözleşme aynı sözleşme, yöneten irade aynı irade ve kabul eden herkes okuduğu metni anlama kapasitesine sahipse ne değişti diye soruyoruz? ‘’ Bize uygun değilmiş ama on yıl sonra anladık’’ demeye gelen açıklamanın Türkiye’yi yöneten irade adına vahim ve endişe verici olduğuna dikkat çekmek istiyoruz. Yanı sıra sözleşmenin kabulü için T.B.M.M. onayı gerekli iken iptali için meclis iradesine başvurulmayarak milletin iradesinin yok sayılmasına da itiraz ediyoruz. İstanbul sözleşmesinde kadınların yoğun emeği var ve kadınlara rağmen, kadınların yoğun direnişine rağmen sözleşmeden vazgeçiyoruz denmesini kabul etmiyoruz. Günebakan Kadın Derneği olarak siyaset ve politikaların yaşama, var oluşa hizmet etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu sebeple sözleşmeden vazgeçilmesini de kadınların hayatının ve var oluşlarının önemsenmediğinin ilanı olarak değerlendiriyoruz.”
“BİZ KADINLAR HUZURLU VE MUTLU DEĞİLSEK BU ÜLKEDE HUZUR VE MUTLULUK OLMAZ”
“Biz kadınlar huzurlu ve mutlu değilsek bu ülkede huzur ve mutluluk olmaz” diyen Yazıcı, toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanmadıkça hiçbir yerde eşitlik ve adaletin sağlanamayacağını vurguladı. Herkesi bu konuyu yeniden düşünmeye davet eden Yazıcı, “İstanbul sözleşmesinin uygulanmasının her kişinin, her kesimin kısaca yaşamın yararına olduğunu söylüyoruz, söylemeye ve anlatmaya devam edeceğiz. Başta cinsiyet olmak üzere her türlü ayrımcılığa karşı çıkmaya devam edeceğiz. Özgür bir toplum için, eşitlikçi, adaletli ve herkese güvenli yaşam alanı açan bir toplum için, hepimiz eşitleninceye kadar ayrımcılıklara karşı direnmeye devam edeceğiz. 1 Temmuz Perşembe günü tüm Türkiye’de kadınlar İstanbul Sözleşmesine sahip çıkmak için sokaklar da olacaklar. Mersin Kadın Platformu da 1 Temmuz Perşembe günü saat 19.00’da Kuşimato Sokağında İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz demek için sokaklar da olacak. Tüm kadınları İstanbul Sözleşmesine sahip çıkmaya çağırıyoruz. Bu ülkenin bütün bireyleri aynı yasal ve toplumsal haklara fiilen de erişebildiğinde iyi, huzurlu ve güvenli bir toplum olacağız. O zaman bu topraklarda yaşamanın adı mutluluk olacak” şeklinde konuştu. Yazıcı, son olarak o gün gelinceye kadar bu mutluluğa inananlarla birlikte yürümeye devam edeceklerini sözlerine ekledi ve bütün kadınları dayanışmak için sokaklarda olmaya çağırdı.