Haber Merkezi
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı İsmail Cingöz, Akkuyu NGS’nin Türkiye için yalnızca bir enerji yatırımı olmadığını, aynı zamanda bir teknoloji ve mühendislik okulu olarak görülmesi gerektiğini belirtti. Cingöz, “Bu proje, Türkiye’nin nükleer mühendislik alanında yetkinlik kazanmasını sağlayacak. Burada yetişen mühendisler ve teknik personel, ilerleyen yıllarda Türkiye’nin kendi nükleer santrallerini inşa etme kapasitesine ulaşmasına önemli katkılar sunacaktır” dedi. Cingöz, enerji güvenliği açısından da nükleer enerjinin stratejik önemine de şu sözlerle dikkat çekti: “Hidroelektrik, güneş ve rüzgâr enerjisi büyük yatırımlarla geliştiriliyor, ancak doğaya bağlı enerji kaynaklarının verimi değişkenlik gösterebilir. Nükleer santraller ise kesintisiz ve sürdürülebilir enerji üretimi açısından büyük bir avantaj sağlıyor.” Akkuyu NGS’nin tam kapasiteyle çalışmaya başlamasıyla Türkiye’nin enerji ithalatında milyarlarca dolarlık bir tasarruf sağlayacağını belirten Cingöz, nükleer enerji yatırımlarının hızlanması gerektiğini vurguladı.
BOZKUŞ: “TÜRKİYE’NİN ENERJİ STRATEJİSİNDE NÜKLEER DÖNEM BAŞLIYOR!”
Siyaset Bilimci ve Stratejist Mehmet Bozkuş, Akkuyu NGS’nin devreye girmesiyle birlikte Türkiye’nin enerji stratejisinde yeni bir dönem başladığını söyledi. Bozkuş, “Birçok ülke, artan enerji maliyetlerini dengelemek için yenilenebilir enerji yatırımlarını artırırken, bazıları da nükleer santrallerle enerji arz güvenliğini sağlamaya çalışıyor. Akkuyu NGS, Türkiye’nin bu alanda attığı en büyük adımlardan biri. Tam kapasite çalıştığında, ülkenin elektrik ihtiyacının %10’unu karşılayacak.” diye konuştu. Bozkuş, enerji ithalatına bağımlılığı azaltmak için nükleer yatırımların genişletilmesi gerektiğini vurgulayarak, gelecekte Küçük Modüler Reaktörler (SMRs) ve yüzer nükleer santraller gibi yeni nesil nükleer teknolojilerin Türkiye için büyük fırsatlar sunduğunu ifade etti.
SAVRUN: “AKKUYU NGS, TÜRKİYE’Yİ ENERJİ LİGİNDE ÜST SIRALARA TAŞIYACAK!”
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. Ergenekon Savrun, Akkuyu NGS’nin yalnızca Türkiye’nin enerji arz güvenliği açısından değil, küresel enerji rekabetinde de ülkeyi üst sıralara taşıyacak stratejik bir yatırım olduğunu kaydetti. Savrun, “Akkuyu NGS, Türkiye için sadece enerji güvenliği sağlamayacak, aynı zamanda ekonomik ve sanayi gelişimine de büyük katkılar sunacak. Türkiye’nin hızla artan enerji ihtiyacına paralel olarak yenilenebilir enerji kaynaklarına ve nükleer enerjiye yönelmesi kaçınılmaz” ifadelerini kullandı. Dünyada 31 ülkede toplam 412 nükleer güç reaktörünün aktif olarak çalıştığını, 58 yeni reaktörün inşasının sürdüğünü hatırlatan Savrun, Türkiye’nin de nükleer enerjide güçlü bir oyuncu olmaya hazırlandığını söyledi. Savrun, “Türkiye, 24 saat kesintisiz enerji üreten ve 60 yıl gibi uzun bir ömre sahip nükleer santrallerle enerji bağımsızlığı yolunda önemli bir aşamaya geçiyor. Akkuyu NGS, bu sürecin en kritik hamlelerinden biri olacak” dedi.
AKKUYU NGS TÜRKİYE’YE NE KAZANDIRACAK?
Enerji Arz Güvenliği: Türkiye’nin yıllık elektrik ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayacak. Ekonomik Kazanç: Enerji ithalatına bağımlılığı azaltarak milyarlarca dolarlık tasarruf sağlayacak. İstihdam Olanakları: Binlerce kişiye iş imkânı sunacak. Teknoloji Transferi: Türkiye’nin nükleer mühendislik alanındaki yetkinliklerini artıracak. Çevresel Sürdürülebilirlik: Karbon salımını azaltarak çevre dostu bir enerji üretimi sağlayacak. Akkuyu NGS, Türkiye’nin enerji politikalarında yeni bir dönemin kapılarını açıyor. Sinop ve Trakya’da planlanan yeni nükleer santrallerle birlikte, Türkiye enerjide dışa bağımlılığı azaltırken, ekonomik ve teknolojik büyümesini de hızlandıracak. Küçük Modüler Reaktörler (SMRs) ve yeni nesil nükleer santral teknolojileri ile Türkiye, bölgesel enerji sahnesinde güçlü bir aktör olmaya hazırlanıyor.