Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu (HAYKONFED), Anadolu Hayvan Hakları Federasyonu (AnadoluFed), Mersin Patileri Derneği, Mersin Kent Konseyi ve Yenişehir Kent Konseyi, sokak hayvanlarının öldürülmesine yol açacağı ileri sürülen yasa tasarısının geri çekilmesi talebiyle etkinlik düzenledi. Etkinliğe Mersin Barosu, Mersin Veteriner Hekimler Odası, Mersin Tabip Odası da destek verdi. Adnan Menderes Bulvarı sahilinde Kıbrıs anıtı önünde bir araya gelen hayvanseverler, buradan Özgecan Aslan Barış Meydanına kadar yürüdü.
BELEDİYELERE TEPKİ
Etkinlikte bir açıklama yapan Anadolu Hayvan Hakları Federasyonu (AnadoluFed) Mersin il temsilcisi Çise Ciğer, “İnsan ve doğa arasındaki derin bağın korunduğu bu coğrafyada hiçbir can diğerinden üstün sayılmadı. Bugün sokaklarda, kırsal alanlarda yaşanan olumsuz durumların sorumlusu, can dengi olduğumuz sokak hayvanları değildir. Mecliste “Hayvan hakları” adı altında öldürme yasa tasası görüşülüyor. Bu hak nasıl haktır ki en temel hak olan yaşam hakkının ihlalini kapsıyor. “Uyutmak” kelimesi ile meşrulaştırılmak istenen “öldürmek” bugün günahı olmayan sokak köpekleri için öneriliyor. Öldürmeye alternatif olarak da toplayıp ömür boyu barınak zindanlarına hapsetmek görüşülüyor. 5199 sayılı Hayvan Hakları Kanununun yürürlükte olmasına rağmen geçtiğimiz bu ayda Türkiye’nin her yerinden ölüm haberleri / toplama haberleri geliyor. ve buna ağlayan insanların çığlıklarını okuyoruz, duyuyoruz. İşini ihmal eden Zaten! 20 yıldır yasa tanımamış ve halen tanımayan Belediyeler “öldürme” yasası çıkmadan daha şimdiden küpeli / küpesiz fark etmeksizin toplayıp bakımevleri olmadığı için kırsala ormanlara atmaya başlamışlar. Hiç suçu olmayan derdini anlatamayan o “2 çift göz”, Görevini ihmal eden belediyeler yüzünden bugün ülkede “sorun”, “problem”, “başıboş” diye tanımlanıyor. Anadolu’da ne olduğundan habersiz bazı sosyal medya trolleri de sokak köpekleriyle ilgili “gerçek olmadığı ispatlanmış!” haberler türetiyor. İnsan evladının ürettiği, üzerinden ticaretini yapıp para kazandığı bu masum canlar bizlerin iki dudağı arasında heder ediliyor, öldürülüyor… Doğa ve Yaşam sevgisi savunucuları hakaret işitiyor. Üretimin ve satışın kontrolsüzce devam ettiği, insanların kendi keyiflerine göre bu canları harcadığı sistemde olabilecek en vicdanlı ve merhametli çözümü arıyoruz. Sahipsiz dediğiniz köpekler çoğalmasın mı? O zaman kısırlaştırın. Saldırmasın mı? O zaman kısırlaştırın. Köpek çeteleri olmasın mı? O zaman kısırlaştırın…Doğmuşu öldürmeyin, doğmasına engel olun. Zaten işini bilen ve yapan Belediyelerin sokaklarında durum belli. Kendilerine teşekkür ederiz. Kısırlaştırılmış, rehabilite edilmiş, Küpeli uysal sokak köpeklerinin sosyal hayata hızlıca adapte olduğu hepimizin malumu” ifadelerini kullandı.
“UYGULANMAYAN TEK UYGULAMA KISIRLAŞTIRMA”
Tarım Bakanlığı yetkililerine de seslenen Ciğer, “Tarım Bakanlığının değerli bürokratları, sorun olarak nitelediğiniz sokak canlarımızın popülasyonunun sebeplerini sizlere tekrar hatırlatalım; Öncelikle 2004 yılında çıkarılan Hayvanları Koruma Kanunu’nun ana hükmü belediyelerin kısırlaştırma yapmasıydı. Ama aradan geçen 20 yıla rağmen hâlâ 1389 belediyenin 1200’ünde ne bakımevi var ne de kısırlaştırma yapılıyor. Tarım Bakanlığı’nın siz değerli bürokratları bu kanun tanımaz belediyeleri çalıştıramadınız, kanunu uygulatamadınız. Bugün göz ardı ettiğiniz bir Anadolu gerçeği var. Şehirlerde kısırlaştıma, aşılama yapan belediyelerimize rağmen il ve ilçelerde popülasyon artışı devam etmektedir. Anadolu ve Trakya’da on milyonlarca “tarım, hayvancılık, ziraatle uğraşan milyonlarca vatandaş” ve ayrıca 18.000 den fazla köyde yaşayan yine milyonlarca köylü vatandaş var. Bu vatandaşların büyük çoğunluğunun bahçesini, evini, davarını, malını, ekinini korumak için 100.000 lerce sahipli KORUMACI BEKÇİ köpeği var. Bunların hayvanları çiftleşip doğuruyor çünkü kısırlaştırma yok. Sahipleri bu yavruların 1-2’sini kendisine ayırıyor, kalanları diğer köy köpekleriyle beraber torbalayıp getirip en yakın ilçe veya beldeye bırakıyorlar. Çünkü cezası yok, denetim yok. 2021 yılında çıkan 7332 Sayılı kanunda bu hususa yönelik bir tedbir veya çözüm yer bile almadı. TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu 2019 raporuna göre çözüm öneren Kısırlaştırma seferberliğini dikkate bile alınmadı. Ve belediyelere bakımevleri kurmak, kısırlaştırma yapmak için 4 yıl daha süre verildi. 20 yıldır bakımevi kurmayan benim devletimin söz geçiremediği belediyelere niçin 4 yıl daha veriyorsunuz? Nüfusu 25 bin üstü ilçelerde kısırlaştırma sağlanırsa, Tarım Bakanlığınca kurulacak sistem dâhilinde bu tür yarı sahipli korumacı köpekler de kısırlaştırılsa ve ilçeye beldeye bırakılan yavru köpekler de kısırlaştırılmış olacağı için sayı zaten artmayacaktı. Kontrol altına alınmış olacaktı. Türkiye’deki en büyük ilgili meslek kuruluşu veteriner hekimler merkez konseyidir. Hiçbir komisyona bu konsey davet edilmiyor, görüşü alınmıyor. Her ilçe belediyesi kısırlaştırma ünitesini kurduğunda, kırsaldaki köpeklerin doğup şehre atılan yavruları da kısırlaştırılmış olacak ve üreme kontrol altına alınacak. Tek çözüm, tıbbi ve etik koşullarda ‘kısırlaştırma’ yapılmasıdır. Şimdiye kadar uygulanmayan tek yol kısırlaştırma olmuştur. Birçok şehirde büyük yaşam alanlı bakımevleri kurulup hayvanlar toplandı. Ama o şehirlerde sokak hayvanı sayısı katlanarak arttı, dev yaşam alanları da ölüm kampları oldu. Çünkü bütün ilçeler, beldeler büyük merkezlere götürme bahanesi ile hayvanları toplayıp birbirlerine atmak için yasal dayanak buldular.” Görüşümüzü burada yine tekrarlıyoruz; kısırlaştırma seferberliği… Sayın Cumhurbaşkanım bundan başka alternatif bir çözüme ihtiyaç yoktur. Siz zaten en iyi en merhametli çözümü 2004’te getirdiniz. Toplamak hapsetmek de öldürmek gibi çözüm içermiyor. Çünkü bugün bütün sokak köpeklerini toplasalar, belediyelerin koyacak bakımevleri yok. Yine bir kısır döngü ile maalesef kırsalda üreyen köpekler yine en yakın ilçe ve oradan da şehirlere atılacaklar. Mevcut yasayı layığıyla 20 yıldır uygulamayan Belediyelere kısırlaştırma üniteleri kurdurmadığınız sürece bu sorun çözülmeyecek. Lütfen mevcut yasanın daha iyi çalışması için iyileştirmeler yapın. Toplamak veya öldürmek içeren yasa tasarısını geri çekin” dedi.
DEMİR; “BELEDİYELERİN BÜYÜK İHMALİ VAR”
Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu (HAYKONFED) İl Temsilcisi Ayhan Demir ise, “Bundan 20 yıl önce 2004 yılında ana hükmü belediyelerin bakımevi kurup kısırlaştırması olarak çıkartılan Hayvan Koruma Kanununa rağmen 1389 belediyenin 1200 tanesi bakımevi kurmamış, kısırlaştırma yapmamıştır. Kısırlaştırılmayan bu hayvanlar kendi iradesi dışında çoğalmış, halkımız da bundan muzdarip olmuştur. Oysa bu belediyeler kanunlara uysaydı görevini yapsaydı bugün ne insanlarımız ne de canlarımız bu duruma gelmeyecekti. Bugün sokaklarımıza hayvan sayısının çok olmasının ve yaşadığımız üzücü olayların tek sebebi görevini yapmayan kanun tanımayan kanunları okumayan bilmeyen belediye başkanlarıdır. Bugün milyonlarca hayvanın idam sehpasına çıkmasına sebep olan belediye başkanları bu katliam sizin eserinizdir. Asla bu kanun tanımaz belediyelerin görev ihmalini canlarımıza ödettirmeyeceğiz. Üreme kontrol altına alınmadan hepsini toplayıp öldürseniz dahi sorun çözülmeyecek, üreme devam edecektir. Yapılması gereken şey, sahipli sahipsiz demeden hayvanların kısırlaştırılmasıdır” dedi.