Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Mersin Şubesi, '2022 yılı hava kirliliği' raporunu kamuoyu ile paylaşarak, Mersin'de hava kirliliğinin her gün belirgin bir şekilde hissedildiğini ve canlı hayatını ciddi bir şekilde tehdit ettiğini açıkladı. Hava kirliliği Mersin’de de ciddi artış göstermeye başladı. ÇMO Mersin Şubesi '2022 yılı hava kirliliği' raporunu yayınladı ve konuya ilişkin ilgili kurum ve kuruşlara bir dizi önerilerde bulunuldu. Şube Başkanı Sinan Can ortaya çıkan raporun acı bir tablo oluşturulduğunu söyleyerek Mersin'de insanların ve canlıların neredeyse her gün kirli hava soluduğuna dikkat çekti. Yayınlanan rapora göre, 2022 yılı içerisinde Akdeniz İstasyonunda 268 gün, Huzurkent istasyonunda 350 gün, İstiklal Ölçüm İstasyonunda 358, Tarsus ölçüm istasyonunda ise 312 gün kirli gün sayısı olduğu ortaya çıktı. ÇMO Mersin Şube Başkanı Sinan Can, bu veriler doğrultusunda hava kirliliğinin belirgin bir şekilde canlı hayatını tehdit ettiği söyledi ve ilgili kurum, kuruluşlara seslenerek bir an önce önlem alınması gerektiğine vurgu yaptı.
MERSİN İÇİN DURUM VAHİM!
Elde edilen veriler nezdinde, Akdeniz ölçüm istasyonunda PM10 kirletici türü DSÖ sınır değerine göre 358 gün Ulusal Sınır Değerlerine göre ise 301 gün kirli gün ölçümü yaşandığı görülmekte olup 358 gün ölçüm gerçekleştirildiği ve DSÖ sınır değerleri göz önüne alındığında ölçülen günlerin tamamında sınır değerinin üstünde yer aldığını söyleyen ÇMO Mersin Şube Başkanı Sinan Can, ulusal mevzuatta yer alan sınır değerlerine göre Huzurkent istasyonunda ise yılın 345 günü ölçülen değerlerin 180 günü kirli hava ölçümleri gerçekleştiğini belirtti.
Başkan Can şöyle devam etti: "İstiklal istasyonunda 229 gün, Yenişehir 202 gün, Tarsus istasyonlarında 244 gün, Toroslar istasyonunda 109 gün, Taşucu istasyonunda 48 gün kirli hava yaşandığı görülmüştür. Dünya Sağlık Örgütü sınır değerine göre ise Huzurkent İstasyonunda 345 gün, İstiklal 361 gün, Tarsus 354, Taşucu 303, Toroslar 347, Yenişehir İstasyonu ise 360 gün kir hava gün oluştuğu görülmektedir."
YAPILAN 4 ÖLÇÜM İSTASYONUNA GÖRE HER GÜN KİRLİ HAVA OLDUĞU GÖRÜLDÜ
Başka kirletici türü olan PM2,5 Kirletici Değeri için ölçümler Akdeniz, Huzurkent, İstiklal ve Tarsus İstasyonlarında gerçekleştirildi. Can, “Bu ölçümlere göre ise; Dünya Sağlık Örgütünce belirlenen sınır değerlere göre 2022 yılı içerisinde Akdeniz İstasyonunda 268 gün, Huzurkent istasyonunda 350 gün, İstiklal Ölçüm İstasyonunda 358, Tarsus ölçüm istasyonunda ise 312 gün kirli gün sayısı olduğu ortaya çıkmıştır" dedi.
HAVA KİRLİLİĞİNE ÇÖZÜM ÖNERİSİ
Hava kirliliğini azaltma ve kontrol yöntemleri olarak 'Çevre Yönetimi ve Kentsel Planlama Yaklaşımları Bağlamında' olmak üzere mesleki olarak talep ve önerilerini iki ana başlık altında sıralayan Can, şu ifadelere yer verdi: Hava Kirliliği Sorunu ve Çözüme Yönelik Yasal ve Örgütsel Yapılanmalar oluşturulmalıdır, Enerji için yemek yapımı, ısınma ve ışıklandırma gibi evlerde kullanılan enerjinin temiz enerji olmasının desteklenmesi, Yenilenebilir temiz enerji üretiminin daha da arttırılması ve yeni termik santrallere izin verilmemesi, Ulaşım için toplu taşımanın kullanımının artırılması, hızlı, konforlu, ucuz ulaşımın desteklenmesi, kirletici vasfı yüksek yaşlı araçların trafikten çekilmelerinin sağlanması, az salım yapan araçların kullanımının desteklenmesi, benzindeki sülfür içeriğinin azaltılmasının sağlanması, Atık yönetimi için atıkların azaltılmasının desteklenmesi, kaynağında atık ayrıştırma, geri dönüşüm ve geri kazanımın yapılmasının sağlanması, atıklardan enerji üretiminin yapılması veya enerji üretilemeyen zamanlarda salınımların kontrolünün sağlanması.
Evlerde ısınma amaçlı ve sanayi amaçlı kullanılan kömürlerin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nce kontrol edilmesi, kalitesiz kömür kullanımına kesinlikle izin verilmemelidir. Katı yakıt olarak kömür tercih edilmesi durumunda Isıl değeri yüksek, kükürt içeriği ve nemi düşük, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nce katı yakıt satıcısı kayıt belgesi düzenlenmiş satış yerlerinden satış izin belgesi düzenlenmiş katı yakıtlar satın alınmalıdır. Kamu kurum ve kuruluşlarına ait tüm vasıtalar dahil, trafikte kullanılan bütün motorlu kara taşıtlarının motor ve egzoz sistemlerinin bakımları yapılmalı, egzoz gazı emisyon ölçümlerinin zamanında yaptırılmasına dikkat edilmelidir. Hava kirliliğinin yoğun olduğu bölgelerde kömür kullanımını azaltılması için evlere kömür yardımı yerine doğalgaz altyapı ya da kaynak yardımı yapılması, ısınmada verimlilik sağlanması için binaların yalıtımlarının kontrol edilmesi, bina yalıtımının sağlanması için teşvik sistemleri oluşturulması ve merkezi ısıtma sistemlerine geçilmelidir. Kentsel Planlama Yaklaşımları Bağlamında Kent planlaması için binalarda enerji verimliliğinin sağlanması, yeşil alanların oluşturulması, düşük emisyon bölgelerinin belirlenmelidir. Kentsel hava kirliliği haritaları ve kent iklim öğeleri modelleme ve simülasyon haritaları oluşturularak hava kirliliği kaynaklı oluşabilecek problemleri için somut çözüm yollarını uygulanmalıdır. İklimsel veriler, Hava kalitesi verileri ile kent planlama pratiğini birleştiren ve bunun uygulanmasını sağlayan yerel politikalar ve yönetimler oluşturulmalıdır. Hava kirliliği ölçüm istasyonlarının sayıları artırılarak kentin hava kirliliği haritası oluşturulmalı ve yeni imar planlamalarının bu hava kirliliği haritası ile uyum içerisinde olması sağlanmalıdır. Kentle ilgili tüm verilerin yer aldığı Coğrafi Bilgi Sisteminin (CBS) oluşturulması son derece ihtiyaç olup bu CBS sisteminin Hava Kirliliği verileri kullanılarak modellenmesi sağlanmalıdır. Yeni gelişme alanlarının kirlilikten korunmasını sağlamak ve var olan yerleşim alanlarında kirliliklerinin ortadan kaldırılması için yüksek düzeyde kirlilik oluşturan arazi kullanımlarının gözden geçirilmesi gereklidir. Kentin çevresine yapılacak yapıların, hava devinimi koridoru oluşturacak şekilde ve kirleticileri kentten uzaklaştıracak şekilde kurulmasına ayrıca özen gösterilmesi gerekmektedir. Hava kalitesi ile ilgili kontrol yöntemlerinin geliştirilmesi için; özellikle yeni yerleşim bölgelerinde baskın hava devinimi yönü düşünülerek konutlaşmaya gidilmelidir. Taşıt ve ısınma nedeniyle oluşan kirlenmenin atmosferde dağılımı için yapılar arasında hava dolaşımı sağlayıcı bir yapılaşmaya dikkat edilmeli ve yeni yerleşim merkezlerinde merkezi ısıtmayı yönlendirici ve zorunlu kılıcı tedbirler alınmalıdır. Endüstri alanlarını yerleşim bölgelerinden yeşil alanlar ile ayırmak için, toz süzülmesi amacı ile ağaçlık alanlar olanaklı olduğu ölçüde konutlara yakın bir konumda düşünülmelidir (bu uzaklık en fazla ağaç boylarının 25 -30 katı kadar olmalıdır) , böylece konutlar hava devinimi kalkanındaki koruma etkisinden yararlanabilecektir.