Cinayetlerin neredeyse 3’te birinin kaynak kullanımı kaynaklı olduğu bildirilirken, bunları tomur, madencilik, büyük ölçekli tarım işletmeciliği, hidroelektirik barajlar ve diğer altyapılar oluşturuyor.
Raporda, ormanlar, su kaynakları ve okyanuslar da dahil olmak üzere korunması gereken doğal kaynakları korumak için öldürülen kurbanlar ‘çevre savunucuları’ olarak adlandırıldı. Örgüt, 2015’te iklim değişikliği ile ilgili Paris Anlaşması’nın imzalanmasından beri her hafta ortalama dört aktivistin öldürüldüğünü ve bu şok edici rakamların, gazeteciler ve diğer sivil özgürlüklerin üzerinde ki artan kısıtlamalar nedeniyle muhtemelen hafife alındığını söyledi.
Brezilya, Filipinler, Nikaragua, Peru’daki 23 ölümle en çok cinayetin işlendiği sektör ağaç kesimi oldu. Çoğu zaman iklim değişikliğin ön saflarında yer alan halk, vakaların üçte birini oluşturuyor. Kolombiya’da geçen sene 65 kişinin ölümüyle, en yüksek saldırı sayısı kaydedildi.
‘DAYANILAMAZ AĞIR BİR YÜK’
Global Witness’da deneyimli bir kampanyacı olan Chris Madden, hükümüetleri ‘savunucları koruma konusunda ciddi olmaya’ çağırdı. Şirketler ‘insanları ve çevreyi karın önüne koymaya’ başlaması gerektiğini ve ‘iklim çöküşü ve ölümlerin’ devam edeceği konusunda uyardı.
"Bu veri seti, iklim kriziyle mücadelenin, sürdürülebilir olmayan küresel ısınmaya karşı koymak için hayati önem taşıyan ormanları, nehirleri ve biyosferleri kurtarmak için hayatlarını riske atan bazıları için dayanılmaz derecede ağır bir yük taşıdığını bir kez daha hatırlatıyor. Bu durmalı." İfadelerine yer verdi.
Örgüt, Kasım ayında BM iklim değişikliği konferansı COP26’da yer verilen taahhütlerin insan haklarını koruması için entegre edilmesi ve hükümetlere güvenli, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevrenin insan hakkını resmi olarak tanımaları hakkında bir çağrısında bulundu.
Cevap olarak COP26’nın başkanı Alok Sharma, BBC’ye herkesin sesinin duyulması için ‘iklim değişikliğinin ön safhalarında yer alan insanlarla tanışmaya öncelik verdiğini’ söyledi.
SALON’DA VURULARAK ÖLDÜRÜLDÜ
Öldürülenler arasında yer alan 65 yaşındaki Güney Afrika’lı Fikile Ntshangase, KwaZulu-Natal eyaletindeki Somkhele yakınlarında Tendele Coal tarafından işletilen bir açık ocak madeninin genişletilmesi konusunda yasal bir anlaşmazlığa karıştıktan sonra, oturma odasında vurularak öldürüldü.
65 yaşındaki aktivistin kızı, Malungelo Xhakaza (31), ‘annemin mücadelesi sürüyor’ diyerek, sözlerine “Bugüne kadar annemin cinayeti ile ilgili bir tutuklama yapılmadı. Herhangi bir mesuliyet yok. Birileri bu madenin ne olursa olsun genişletilmesi ve çıkarılması için maliyeti ne olursa olsun devam etmesini istiyorlar.” sözlerine devam etti.
Tendele Coal Mining aracılığıyla Somkhele madeninin sahibi olan Petmin Limited, Global Witness’a “Topluluktaki gerilimin Fikile’nin ölümü ile alakalı olabileceğini kabul etti. Şirket ‘her türlü şiddeti ve gözdağını şiddetle kınadıklarını’ ve polisle tam iş birliği teklifinde bulunduklarını açıkladı.
Diğer bir ölüm ise Baja California’daki yerli Kumiai topluluğunun suya daha iyi erişmesi için çalışan Óscar Eyraud Adams’dı. Adams Eylül 2020’de Meksika’da cinayete kurban gitti.
Global Witness, hala tehdit altında olan aktivistlerin arasında,Honduras’ta yer alan Guapinol’daki merkezi devlet tarafından korunan bir alanda verilen demir oksit madenciliği imtiyazını protesto eden aralarında düzinelerce insanın bulunduğu topluluklarında yer aldığını açıkladı.