Özdemir, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) tarafından yayınlanan sektör değerlendirme verilerine göre, 2020 yılının ilk sekiz ayında Türkiye'nin narenciye ihracatının bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla miktarda yüzde 9 artarak 666 bin tona ulaştığını, bu miktarın yüzde 65'lik bölümünü karşılayan Rusya, Ukrayna, Irak ve Romanya'nın en önemli ihraç pazarları olduğunu vurguladı. Narenciye ihracatının yüzde 34'ünü mandalina, yüzde 25’ini portakal, yüzde 24'ünü limon ve kalan yüzde 17'lik bölümünü ise greyfurtun oluşturduğunu ifade eden Özdemir, bu ürünlerin ihracatından elde edilen gelirin ise yüzde 32 artış göstererek 340 milyon dolar olarak gerçekleştiğini kaydetti.
"Ton başına gelir ve pazar çeşitliliğimiz artıyor"
Narenciye ihracatından ton başına sağlanan gelirin uzun yıllardır düşme eğilimi gösterdiğini hatırlatan Özdemir, "Bu rakam 2018 yılında 442 dolara kadar gerilemişti. Son iki yıldır ise bu sürecin tersine döndüğünü görmekteyiz. Ton başına sağladığımız gelir 2019 yılında 468 dolara ve 2020 yılının ilk sekiz aylık döneminde ise 510 dolara yükselmiştir. Bir diğer olumlu gelişme ise ihraç pazarlarımızda bazı ülkelerin paylarını artırmalarıdır. Örneğin Polonya, Hollanda, İtalya ve Belarus gibi ülkeler, bir önceki yıla kıyasla en fazla artış kaydeden ülkeler oldular. Her ne kadar bu ülkelerin Türkiye’den ithal ettikleri narenciye miktarının toplam içerisindeki payı düşük olsa da ülkemizin sınırlı sayıda pazar bağımlılığının aşılması açısından önemli bir gelişme olduğu kanısındayım" dedi.
"Limonda hasat ve ihracat sezonu başladı"
Narenciyede limon dışındaki tüm ürünlerin ihracatında önemli artış sağlandığını dile getiren Özdemir, "Geçen yılın ocak-ağustos dönemine göre miktar olarak greyfurtta yüzde 64, portakalda yüzde 47 ve mandalinada yüzde 35 yükseliş gerçekleşti. İçerisinden geçmekte olduğumuz pandemi süreci nedeniyle tedbir amacıyla limon ihracatına getirilen kısıtlamanın da etkisiyle limon ihracatımız yüzde 36 azaldı. Diğer yandan 7 Ağustos tarihinde ilgili kısıtlamanın kaldırılması ve hem hasat hem de ihracat sezonun başlamasıyla birlikte önümüzdeki dönemde bu tablonun diğer ürünlerde olduğu gibi olumlu yönde gelişeceğini düşünüyorum" diye konuştu.
"Devletimizin sahiplenmesi ile rekabetçi gücümüzü artırabiliriz"
Özellikle son dönemlerde devletin birçok üründe olduğu gibi narenciyede de sektörün tüm bileşenlerini bir araya getiren toplantılar düzenlemesi ve karşılıklı fikir alışverişini artırmasının önemli bir kazanım olduğunu vurgulayan Özdemir, şöyle devam etti; "Devletimizin bu sahiplenmesi ile geleceğe yönelik daha etkin bir narenciye üretim planlaması, bu üretimi teşvik edecek verimli bir destekleme politikası ve yeni pazar ile markalaşma stratejisi oluşturabileceğimiz kanısındayım. Bu şekilde İspanya, Güney Afrika, Brezilya, Çin ve Amerika gibi piyasanın hakimi ülkelere karşı rekabetçi gücümüzü daha da artırabiliriz."