Tarım Uzmanı Özlem Tek, Mersin’de üretimi popüler hale gelen lavanta hakkında açıklamalar yaptı. lavantanın yetiştiriciliğinin kolay olduğunu kaydeden Tek, “Bizlere bol oksijen verip karşılığında bizden su ve ilaç istemeyen bu güzel bitki umarım en kısa zamanda Mersin de park ve bahçelerde, yol kenarlarında bulunan boş alanlarda ve sulama suyu sıkıntısı olan kırsal alanlarımızı eko turizme katmak adına yaygınlaştırılır” dedi.
Yüzyıllardır doğada var olan çiçekleri insanoğlunun çeşitli amaçlarla kullanıldığını kaydeden Tek, “Genel olarak çiçekler sağlık ve güzellik alanlarında kullanılmış olsalar da beslenme açısından da önemli bir yere sahiptirler ve yiyecek–içecek olarak mevsiminde taze, mevsim dışı zamanlarda da kurutularak kullanıldığı görülmektedir. Fakat halen yiyecek endüstrisinde yenilebilir çiçeklerin kullanımı oldukça azdır. Daha çok kurutularak sıcak içecek olarak veya şekerlemelerde yoğun olarak tüketildiği görülmüştür. Yenilebilen çiçekler kristalize edilerek, reçel haline getirilerek ve keklerde, taze veya kuru olarak salatalarda kullanılır. Şekerlere, jölelere, dondurmalara, şerbet ve kurabiyelere renk, aroma ve tat katmak amacıyla da kullanılmaktadır. ‘Lavantanın Latincesi, temizliği çağrıştıran aromaya sahip olmasından dolayı, yıkama anlamına gelen, Lavare’den gelmektedir’. Dünyada lavantanın (Lavandula L.) yaklaşık 28 türü üzerinde yoğunlaşmanın olduğu söylenebilir. Lavanta hoş kokusu ve mor rengiyle güzel bir görünüm sağlarken, yiyecek ve içeceklerde de kullanılan yenilip içilebilen bir çiçek olmaktadır” dedi.
“LAVANTANIN FAYDALARI KANITLANMIŞTIR”
Lavantanın tarih boyunca bir çok farklı alanda kullanıldığını söyleyen Tek, “Hastalıkları önlemek, iyileştirmek ve sağlığı sürdürmek için kullanılan bitkiler, tıbbi amaçlarının yanında kozmetik, beslenme, parfümeri alanlarında da kullanılmıştır. Bu bitkilerden bir tanesi olan lavanta; Türkiye’de ve dünyada oldukça çok talep edilen bir bitkidir. 39 kadar çeşidi olan lavantanın üretimi sınırlıdır. Ülkemizde Aydın ve Isparta’da aktif olarak tarımı yapılmaktadır. Bitkilerin tıbbi amaçlarla kullanılmasına aromaterapi denir. Aromaterapide yer alan lavanta; narkotik, yatıştırıcı, antidepresan, antibakteriyel, analjezik, antiseptik, antienflamatuar, antimantar, antispazmotik, antioksidan, diüretik, yanık ve yaraları iyileştirici etkileriyle ön plana çıkmaktadır. Literatürde lavantanın faydaları randomize kontrollü çalışmalarla kanıtlanmıştır” dedi.
LAVANTA ÜRETİM VE YETİŞTİRME TEKNİĞİ
Toprak yönünden seçici bir bitki olmayan lavantanın nasıl bir ortamda yetiştirileceğini tarif eden Tek, “Kireççe zengin, süzek ve pH’sı 5.8-8.3 olan, kuru ve kalkerli topraklarda çok iyi gelişme göstermektedir. Kurağa, sıcağa ve soğuğa oldukça dayanıklıdır. Ancak kışı çok sert geçen bölgelerde bazen soğuk zararı görülmektedir. Üretim ve Yetiştirme Tekniği Lavanta vegetatif ve generatif olarak üretilebilen bir bitkidir. Vegetatif olarak, bitkilerden elde edilen çelikler ve köklü sürgünler kullanılmaktadır. Köklenme ortamı olarak torf, orman toprağı gibi ortamlar kullanılabilir. Çelikle üretimde köklendirici hormon kullanımı köklenme yüzdesini artırmaktadır. Çelikler bitkilerin kış dinlenmesi döneminde ve bitki uyanmadan önce (Isparta koşullarında Şubat-Mart-Nisan ayları) alınmalı ve köklenme ortamına dikilmelidir. Generatif üretim ise tohumla yapılmaktadır” diye açıkladı.
Tek lavanta yetiştiriciliği hakkında açıklamalarını şu şekilde sürdürdü;
“Ancak bazı lavanta türlerinin tohum vermemesi bu tür lavantaların vegetatif üretimini zorunlu kılmaktadır. Tohumla üretimde tohumların direk araziye ekilmesi mümkündür. Ancak lavanta tohumlarının çok küçük olması ve arazi şartlarındaki ilk çıkışta yabancı ot kontrolünün zorluğu fideleme yöntemiyle üretimi avantajlı hale getirmektedir. Fideleme yönteminde tohumlar önce fide yastıklarına ekilir ve fideler elde edilir. Daha sonra elde edilen bu fideler tüplenir ve belirli bir süre sonra araziye aktarılır. Toprak İşleme, Tohum Ekimi ve Fide Dikimi Çok yıllık bir bitki olması nedeniyle bitkiler mutlaka can suyu verilmelidir. Lavanta yetiştiriciliğinde 100*40 cm, 120*50 cm sıra arası ve sıra üzeri mesafeler yetiştiricilik için uygundur. Isparta koşullarında dikim mesafesi olarak 3–4 m. sıra arası, 2–3 m. sıra üzeri mesafeler kullanılmaktadır. Sıra arası ve sıra üzeri mesafelerin bu kadar geniş tutulmasındaki amaç araziyi traktörle işleyebilmektir. Bu durum dekara bitki sayısını düşüreceği araziye aktarılmadan önce derin sürüm yapılmalıdır. Tohum ekimi ya da fide dikiminden önce derin işlenmiş toprak diskaro Köklenme Ortamındaki Lavanta Çelikleri Köklenmiş Lavanta Çeliği Meyvecilik Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Sayfa 3 ve tırmık ile düzeltilmelidir. Tohumlar direk araziye ekilecekse tohum yatağının son derece iyi hazırlanması gerekir. Fide dikimi uygun toprak ve iklim koşulları oluştuktan sonra (bölgelere göre mart başı- mayıs sonu arası) yapılır. Fide dikiminden sonra için dekara çiçek veriminin de önemli Köklenölçüde düşmesine sebep olmaktadır. Sulama, Gübreleme ve Bakım Fide dikimi yapıldıktan sonra bitkinin toprakla olan ilişkisini kuvvetlendirmek amacıyla belirli aralıklarla 3–4 defa sulama yapılmalıdır. İleriki yıllarda lavanta bitkisi susuz koşullarda yetiştirilebilirse de sulama yapılması dekara çiçek verimini artırır. Lavanta tarlalarında 2-3 yılda bir ahır gübresi ile yapılacak gübreleme, toprak şartlarını iyileştirmeye yardımcı olacağı için son derece önemlidir. Bunu dışında dekara yılda 8-10 kg N ve 3-5 kg P2O5 verilmesi yeterlidir. Ancak gübreleme toprak analizi sonuçlarına göre yapılmalıdır. İlk iki yıllık süreçte yabancı ot kontrolü amacıyla yapılacak çapalama işlemi dışında önemli bir bakım işlemi yoktur. Ancak bu iki yıllık süreçte yabancı ot 0,5 X 1 m. Dikim Mesafeli Lavanta Bahçesi 4 X 4 m. Dikim Mesafeli Lavanta Bahçesi Damla Sulama Sistemi ile Lavanta Sulaması Meyvecilik Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü kontrolünün titizlikle yapılması bitki gelişimini olumlu yönde etkileyecektir.”
“ÜRETİMİNİ ENGELLEYECEK ÖNEMLİ BİR HASTALIK VE ZARARLISI YOKTUR”
Lavantanın allelopatik özelliğinden dolayı yabancı otarlı baskı altına alacağını belirten Tek, “Lavantanın üretimini engelleyecek önemli bir hastalık ve zararlısı yoktur. Yalnız bazı yıllarda bitkinin kök kısımlarına şapkalı mantar ve beyaz kök çürüklüğü, toprak üstü kısımlarına ise Septoria lavandulae ve Ophiobulus brachyascus gibi hastalık etmenleri zarar vermektedir. Lavanta kokusundan birçok zararlı rahatsız olduğu için lavanta tarlasına ya da lavantanın kokusunun olduğu yere gelmezler. Birçok zirai hastalık ve zararlıya karşı lavantanın yağı eskiden beri kullanılmaktadır. Ayrıca lavanta tarlasına kimyasal ilaç atılmadığı için arıların yetiştirilmesi ve saf doğal bal üretimi içinde çok güzel bir orta sağlamaktadır. Bizlere bol oksijen verip karşılığında bizden su ve ilaç istemeyen bu güzel bitki umarım en kısa zamanda Mersin de park ve bahçelerde, yol kenarlarında bulunan boş alanlarda ve sulama suyu sıkıntısı olan kırsal alanlarımızı eko turizme katmak adına yaygınlaştırılır” dedi.