Bir yıl önce kök hücre bağışçısı olmak için Kızılay’a başvuran ve 2 tüp kan veren Turan Dal, 3 ay önce kendisine gelen telefonla “Tebrik ediyoruz, bir lösemi hastasıyla yüzde 100 uyum sağladınız” müjdesini aldı. . Dal, “Can da paylaşılabiliyormuş” diyerek duygularını dile getirerek aynı zamanda geçen süreçte insanların bağışçı olmaktan vazgeçebildiğini ancak kendisinin bir lösemi hastasına umut olmak için süreci kararlı bir şekilde izlediğini ifade etti.
“HİÇBİR ZORLUK YAŞAMADIM”
Karşıda bir can olduğunu ve Sağlık Bakanlığının bu konuda hassas bir süreç izlediğini belirten Dal, 3 ayda içerisinde kan verme ve tetkiklerin tamamlandığını kaydetti. Sürecin sonunda Adana’ya davet edildiğini ve Balcalı Hastanesinde işlemin başladığını belirten Dal, “İlk 4 gün sabah ve akşam olmak üzere iğneler yapıldı. İğneleri yaptırma sebepleri kemikteki iliğin kana karışmasını sağlamak. 5’inci günün sonunda yeterli kök hücrenin kana karışması sağlanarak 4 saatlik bir kan alma işlemi gerçekleştirildi ve yarım saat sonra taburcu oldum” şeklinde konuşarak bu konuda bir zorluk yaşamadığını belitti.
“2 SENE SONRA İKİ TARAF DA İSTERSE BAKANLIK BİRBİRİYLE TANIŞTIRIYOR”
Umut olduğu lösemi hastasıyla ancak 2 yıl sonra tanışabileceğini de belirten Dal, “Herhalde hassas bir olaydan dolayı Sağlık Bakanlığı farklı bir prosedür uygulamak zorunda kaldı. Donör olacağınız kişinin kim olduğu, kaç yaşında olduğu hakkında size herhangi bir bilgi verilmiyor. İşlem gerçekleştikten sonra ilk 100 günlük süreçte hastanın nasıl bir seyir göstereceğini bilmediğinizden 100 günün sonunda istediğiniz takdirde Sağlık Bakanlığının sisteminden talepte bulunuyorsunuz, hastanın durumuna ilişkin size bilgi veriliyor. Ancak 2 sene sonra iki tarafın karşılıklı istemesi durumunda bakanlık iki tarafı birbiriyle tanıştırıyor” diye konuştu.
“CAN DA PAYLAŞILABİLİYORMUŞ”
18 yaşını geçmiş herkesi konuyla ilgili duyarlılığa davet eden Turan Dal, “Donör kavramını ilk duyduğunda insan irkiliyor; ‘Benden bir şey eksilecek mi, ileriki süreçlerde bende bir rahatsızlığa neden olacak mı’ diye. Aslında öyle bir durum hiç söz konusu değil. Kan vermek gibi çok kısa bir işlemle bir insana can olabiliyorsunuz. 18 yaşını geçmiş tüm sağlıklı bireylerin bu konuda hassas davranmalarını, duyarlı davranmalarını rica ediyorum. Şu an kök hücre bekleyen belki binlerce hastamız var. Onların umudu belki şu an sokaktan geçen veya evde oturan bir vatandaşımızdır. Can da paylaşılabiliyormuş” şeklinde konuşarak insanları birbirlerine umut olmaya davet etti.