"Bizim iki kırmızı çizgimiz var; vatanımız ve bayrağımız"
Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Onlar 5'li çetelere, Bay Kemal vatandaşa çalışacak" dedi. Kendilerine sürekli 'masanın altı, masanın üstü' ifadelerinin söylendiğini de belirten Kılıçdaroğlu, "Allah onlara akıl fikir versin. Terör örgütünün saldırısına uğrayan benim ama ben suçlanıyorum. Onlar evladını paralı gönderdi askere, ben evladımı fakirin, fukaranın evladı gibi askere gönderdim, yine ben suçlanıyorum. Bizim iki kırmızı çizgimiz var; vatanımız ve bayrağımız" dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin Mersin mitingine katıldı. Millet Bahçesi yanındaki alanda düzenlenen mitingde konuşan Kılıçdaroğlu, otoriter bir yönetimi göndererek Türkiye'ye huzuru ve kardeşliği getireceklerini söyledi. Bugünün aynı zamanda Hıdırellez olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Baharın gelişini bize müjdeliyor, ben de size baharı vaat ettim güzel baharlar gelecek diye. Emin olun bu ülkeye güzel baharları getireceğiz. Sonra sevincimizi bütün dünya ile paylaşacağız. Evet, biz ülkemize baharı getirdik, demokrasiyi getirdik diye haykıracağız. Bütün dünya bunu duyacak" ifadelerini kullandı.
Çiftçilerin tarım kredi kooperatiflerine veya bankalara olan borçlarının faizlerini silerek, çiftçiyi toprakla barıştıracaklarını söyleyen Kılıçdaoğlu, "Çiftçi üretecek herkes kazanacak, çiftçi üretecek Türkiye kazanacak, çiftçi üretecek her evde huzur, her evde bereket olacak. Çiftçi üretecek artık buğdayı dışardan almayacağız, muzu dışardan almayacağız, çileği dışardan almayacağız, nohudu, arpayı dışardan almayacağız, canlı hayvanı, eti dışardan almayacağız. Her şeyi kendimiz üretecek, kendimiz tüketeceğiz, artanı da ihraç edeceğiz" diye konuştu.
"5 milyon 300 bin genç Türkiye'nin kaderini değiştirecek"
Konuşmasında gençlere de seslenen Kılıçdaoğru, "Gençler, önünüzde çok büyük bir fırsat var. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez gençler, otoriter bir yönetimi kullandıkları oyla gönderecekler. Çünkü 5 milyon 300 bin genç ilk kez sandığa gidecek ve Türkiye'nin kaderini değiştirecek. Demokrasiden yana var mısınız? Özgürlüklerden yana var mısınız? Alın terinden yana var mısınız? Üretimden yana var mısınız? Herkesin kazandığı bir Türkiye'den yana var mısınız? Herkesin huzur içerisinde yaşamasını sağlamak gençler sizin elinizde. 5 milyon 300 bin genç gidecek ve otoriter bir yönetimi değiştirecek. Bu ülke size teşekkür edecek. Ama dünya siyaset tarihçileri şunu yazacak; 'Türkiye'de otoriter bir yönetim vardı, gençler sandığa gittiler, demokratik yollarla bir otoriter yönetimi değiştirdiler.' Siz o zaman sadece Türkiye gençliği için değil, dünya gençliği için de örnek olacaksınız" şeklinde konuştu.
"Depremzedelerin hakkını beş kuruş almadan teslim edeceğim"
Depremzedeleri en çok kucaklayan kentin Mersin olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Size sadece ben değil, Türkiye'nin minnet borcu var. 350 bin depremzedeyi kucakladınız. Onların dertleriyle dertlendiniz, sorunlarını çözmek için çaba harcadınız, büyük bir dayanışma örneği verdiniz. Bütün depremzedelere söz verdim. Evleri yıkılan, dükkanları yıkılan, ağılları yıkılan bütün depremzedelerin evlerini, iş yerlerini ve ağıllarını yapacağım ve beş kuruş para almadan onların hakkını teslim edeceğim. Çünkü evi yıkılan, dükkanları yıkılan insanlar, depremde hayatını kaybeden insanlar, bunlar büyük acılar çektiler. Tam 43 imza, 23 belgeye atıldı. Ve bunların tamamı kamu görevlileri. Depremzede ise sadece bir kez gidiyor tapu dairesine ve imzayı atıyor, dükkanını veya evini satın alıyor. Yani onun hiçbir günahı yok, hiçbir kusuru yok. Anayasa diyor ki, 'İdarenin kusurundan kaynaklanan zararı idare telafi etmek zorundadır.' Anayasanın gereği olarak bunu sağlayacağız, depremzedelerin evlerini, dükkanlarını yapacağız, teslim edeceğiz. Öyle 20 yıl borçlanma falan olmayacak. Gidip propaganda yapıyorlar, 'Kemal Kılıçdaroğlu gelirse temelini attığımız iş yerleri veya evler yapılmayacak.' Dünyanın en saçma şeyi. Neden yapmayalım, hangi gerekçe ile yapmayalım. Samsat'ta, Van'da hala insanların bazıları konteynerde oturuyor. Onların da evlerini yapacağız" şeklinde konuştu.
"Onlar 5'li çetelere, Bay Kemal vatandaşa çalışacak"
Kendisine sürekli 'Para nerede?' diye sorulduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Emekli için de söyledim, onlara da söz verdim. Önümüzde Kurban Bayramı var. Gideceksiniz bayramda 15 bin lira paranın yattığını göreceksiniz. Diyorlar ki, 'Parayı nereden bulacaksın?' Bay Kemal tam 27,5 yıl devlette çalıştı, Maliye Bakanlığında. Bütçe nasıl yapılır, tasarruf nasıl yapılır, paralar nerelere harcanır, planlaması nasıl olur, bütün hayatım bununla geçti. Buradaki tercih şudur; bütçeyi kim yapar? Siyasi otorite yapar. Siyasi otorite paranın 5'li çeteye verilmesini ön görüyorsa, para oraya gider. Emekçiye, işçiye, esnafa verilmesini ön görüyorsa para oraya gider. Onlar 5'li çetelere, Bay Kemal vatandaşa çalışacak, emekliye çalışacak, işçiye çalışacak, çiftçiye, esnafa çalışacak."
"Saraylar bana göre değil, cumhurbaşkanı seçildiğimde Atatürk'ün Çankaya'sına çıkacağım"
Kendisinin saraylarda gözünün olmadığını, halktan biri gibi yaşamaya alışık olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ben sizler gibi yaşamaya alışkınım, sizler gibi yaşayınca ben mutlu oluyorum. Mütevazi yaşamak istiyorum. Çoluğumla, çocuğumla, torunlarımla beraber olmak istiyorum. Saraylar bize göre değil. Allah nasip eder, sizlerin oylarıyla cumhurbaşkanı seçildiğimde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Çankaya'sına çıkacağım."
"Hiçbir ailenin geliri asgari ücretin altında olmayacak"
İktidarları döneminde 3-5 yerden aylık alanların tamamının kesileceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Ekonomik krizin oluşturduğu buhranı en çok anneler hissediyor. Her ailenin asgari bir gelir güvencesi olması lazım 21. yüzyılın Türkiye'sinde. Bir aile yoksulsa, aslında 85 milyon insan yoksuldur. Aile destekleri sigortasını getireceğiz. Hiçbir ailenin geliri asgari ücretin altında olmayacak. Öyle beslenme çantası uygulamasına da son vereceğiz. Çocuk okula gidecek, arkadaşlarıyla beraber sütünü içecek, yemeğini yiyecek, karnı tok evine dönecek. Böylece anne 'Acaba beslenme çantasına ne koyayım?' diye düşünmeyecek. Çocuklarınızı huzur içinde okula gönderebileceksiniz. Bütün köy okullarını yeniden açacağız ve cumhuriyetin 100. yılında 100 bin öğretmenin atamasını yapacağız. Köylerde sadece imam olmayacak, sadece öğretmen olmayacak, aynı zamanda tarım yapılıyorsa ziraat mühendisi, ziraat teknisyeni olacak. Eğer hayvancılık yapılıyorsa veteriner hekim olacak. Bunların aylıklarını da devlet ödeyecek" dedi.
Mersin'i bu bölgenin en güçlü kentlerinden birisi haline getireceklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Orta Anadolu'nun bütün sanayi kentlerini demiryolları ile Mersin'e ve İskenderun'a bağlayacağız. Bütün lojistik harcamalarını biz karşılayacağız. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde burada yaklaşık 850 bin yeni istihdam alanı oluşturacağız. 5 yıl içerisinde İstanbul'un nüfusu yaklaşık 2,5 milyon azalacak. Bu bölge özel ekonomi bölgesi olacak. Dolayısıyla Akdeniz havzası, Türkiye'nin ürettiği en güçlü havza haline gelecek. Maden ve metal rafinerileri olacak. Dolayısıyla dışarıdan pahalıya aldıklarımızı kendimiz üreteceğiz" şeklinde konuştu.
"Suriyelileri en geç 2 yıl içinde kendi ülkelerine göndereceğiz"
Suriyelileri en geç 2 yıl içinde kendi ülkelerine göndereceklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Asla ırkçılık yapmayacağız. Onların yollarını, okullarını, köprülerini, kreşlerinin tamamını Avrupa Birliği fonları ile yapacağız. Bizim müteahhitlerimiz yapacak. Gidecekler kendi ülkelerine, ata toprağında rahat etmelerini sağlayacağız. Ayrıca meşru hükümetle karşılıklı büyükelçilikleri hemen açacağız. Buradan gidenlerin can ve mal güvenliklerini sağlayacağız. Uzun süredir onlara ev sahipliği yapıyoruz ama bizim evlatlarımız işsiz. Biz Suriyeli kardeşlerimizi elbette severiz. Ama onlar kendi ülkelerinde olup, kendi ülkelerinde ürettikleri zaman daha memnun oluruz, bunu sağlayacağız" diye konuştu.
"Bizim iki kırmızı çizgimiz var, vatanımız ve bayrağımız"
Konuşmasının sonunda kendilerine 'masanın altı, masanın üstü' ifadelerinin söylendiğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Allah onlara akıl fikir versin. Terör örgütünün saldırısına uğrayan benim ama ben suçlanıyorum. Onlar evladını paralı gönderdi askere, ben evladımı fakirin, fukaranın evladı gibi askere gönderdim, yine ben suçlanıyorum. Bizim iki kırmızı çizgimiz var; vatanımız ve bayrağımız. Ayrıca kul hakkı yemedim ve kul hakkı yedirmeyeceğim. Ben onların 20 yıl içerisinde 418 milyar doları yurt dışına nasıl götürdüklerini biliyorum. Hangi bankalarda kimin ne kadar parası olduğunu biliyorum. Bu millete sözüm var, o parayı son kuruşuna kadar Türkiye'ye getireceğim ve bu millete vereceğim. İnanın her şey çok güzel olacak. Birlikte huzur içerisinde yaşayacağız. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını, hukukunu arayacağım, alın teri dökenin hakkını teslim edeceğim, torpile son vereceğiz."