Mersin’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden ve Türkiye’nin ilk nükleer santrali olma özelliğini taşıyan Akkuyu Nükleer Güç Santralinde (NGS), geçen hafta IC İçtaş A.Ş.’nin sözleşmesinin feshedilmesiyle mağdur olduklarını belirten Türk mühendisler, feshin hukuksuz olduğunu öne sürerek, hem hakları hem de projenin geleceği konusunda ciddi endişeleri olduğunu söylediler.
Geçtiğimiz günlerde 4’üncü reaktörün temeli atılan Akkuyu NGS’de sözleşme feshinin yankıları sürüyor. Akkuyu Nükleer A.Ş., 26 Temmuz’da T2-IC Ortak Girişim Şirketinin yüzde 50 ortağı olan IC İçtaş A.Ş. ile sözleşmesini feshettiğini açıkladı. Sözleşmenin feshiyle birlikte IC İçtaş A.Ş.’ye bağlı olarak Akkuyu NGS Projesinde çalışan binlerce kişi de sahadan çıkarıldı. IC İçtaş A.Ş., sözleşme feshinin hukuksuz olduğunu belirtirken, 7 bin çalışanın zorunlu olarak ücretli izne çıkarıldığını duyurdu. Şirketten yapılan açıklamada, fesihle birlikte ayrıca proje kapsamındaki tüm işlerin derhal durdurulması talimatı verildiği, söz konusu zorunlu izinler ve işlerin durdurulma kararı ile proje sahasında çalışmaların durma noktasına geldiği kaydedildi.
“MAĞDURİYET VE ŞAŞKINLIK YAŞAMAKTAYIZ”
Sözleşmenin feshiyle mağdur olduklarını belirten İçtaş A.Ş.’ye bağlı bir grup mühendis, nükleer santralin yapıldığı Büyükeceli Mahallesi'nde bir araya gelerek, yaşadıkları süreçle ilgili açıklama yaptı. Ortak Girişim Şirketinin üst düzey yöneticilerinden olduğunu belirten Mühendis Altuğ Karabulut, Akkuyu Nükleer A.Ş.’nin 26 Temmuz’da bir mektupla IC İçtaş A.Ş.’ye sözleşmenin feshedildiğini bildirdiğini söyledi. Karabulut, “Bu, tamamen hukuka uymayan ve kanunsuz, herkesi mağdur edecek şekilde tek taraflı bir girişimdir. Biz, bu mektubu aldıktan sonra sahada bütün işlerimizi durdurmuş bulunuyoruz” ifadelerine yer verdi.
“MAĞDURİYETİMİZ DEVAM EDİYOR”
Karabulut, inşaat sahasında şu anda işlerin büyük ölçüde durduğunu savunarak, “Hatta hukuka uymayan bir şekilde dışarıdan yabancı işçiler getirilerek, çalışma izinleri olmadan ‘turist’ sıfatıyla çalıştırılmaktadır. Biz, şirketimizin Türk tarafındaki yöneticileri, mühendisleri olarak sahaya maalesef giremiyoruz. Şu anda kartlarımız iptal edilmiş durumda. Hatta çalışırken kullandığımız bilgisayarlarımız elimizden alındı, mail hesaplarımız donduruldu. Güvenlik eşliğinde dışarı çıkartıldık. Özel eşyalarımızı almamıza izin bile vermeden, arabalarımızı da elimizden alarak bizi şantiyenin dışına çıkardılar. Buradaki mühendis arkadaşlarımızla beraber mağduriyetimiz devam ediyor. Yine içeride onlarca işçi mağdur durumda” diye konuştu.
“YAŞANANLARDAN DOLAYI PROJE RİSKE GİRMİŞTİR”
İnşaatta yardımcı yapılar ve su yapılarda direktör yardımcısı olarak görev yaptığını belirten Mühendis Şervan Çetinkaya da ‘haksız’ olarak nitelediği fesihten sonra özellikle önemli pozisyonlardaki direktör ve müdürlerin sahaya girişlerinin engellendiğini söyledi. Çetinkaya, “Dolayısıyla fesihten sonra sahada bir mal tespiti yapılamıyor. Bütün kontrol şu anda Rusların elinde. Sahada tüm işin hızı önemli ölçüde etkilendi. Şu anda iş yaklaşık yüzde 20 seviyelerinde gidiyor. Bu durum, sadece şu anda değil, önümüzdeki aylarda da çalışmayı etkileyecektir. Çünkü bu zamana kadarki bütün yapılanma bu haksız fesihten dolayı bozulmuştur. Buradaki bütün Türk mühendisler, uzun tecrübelerinin ürünü olarak burada çalışmışlardır. Birçok insan kendi görevlerinde etkili işler yapmıştır. Bu yaşanan durumdan dolayı proje büyük bir riske girmiştir. 2023 hedefi ciddi bir hedefti; gece gündüz çalışarak yakalanabilecek bir hedefti. Maalesef şu andaki durumda bu, riske girmiştir. Bütün sahanın durması ve tekrardan eski hızına gelmesi kolay olmayacaktır” dedi.
“HEM HAKLARIMIZ HEM DE PROJENİN GELECEĞİ KONUSUNDA ENDİŞELİYİZ”
Akkuyu NGS’de imalat hazırlık direktör yardımcısı olarak çalışan Mühendis Levent Şenoğlu ise santral inşaatında ortaklık bünyesinde çalışan 20 bini aşkın kişinin 17-18 binini Türk personelin oluşturduğunu ifade etti. Fesihle birlikte 10 binden fazla çalışanın sahadaki aktif işini bırakmak zorunda kaldığına dikkat çeken Şenoğlu, "Bu arkadaşlarımızın bazıları, şu anda ortaklığın sözleşmesinin devrolacağı, tüm kurucuları Rus olan bir şirkete devredilmek isteniyor. Bu çalışanlarımızın devrolmaları için de bugüne kadar yapılmış olan bütün haklarından feragat etmeleri isteniyor. Dolayısıyla biz Akkuyu çalışanları olarak, özellikle senelerdir bu projeye hizmet vermiş bir ekip olarak bundan çok büyük bir üzüntü duyuyoruz. Ayrıca, tüm işlerin hızlandığı, dördüncü ünitenin başladığı ve tüm işlerin son dönemece girdiği bu süreçte işin buralara gelmesi de Akkuyu projesi genelinde çok üzücü. Biz, hem haklarımız konusunda hem de projenin geleceği hakkında ciddi bir endişe içindeyiz” sözlerini kullandı.