Mersin Yenişehir Belediyesi Çukurova Basketbol Kulübü sporcusu 17 yaşındaki Elanur Menteş, kalbinin doğuştan delik olduğunu, hastanedeki sağlık kontrolünde öğrendi. Yaklaşık 10 yıldır basketbol oynayan Elanur, bir ay önce takımının altyapısından A kadrosuna seçildi. Büyük sevinç yaşayan Elanur, kadroda yer alabilmek için gerekli olan sporcu sağlık vizesini almak üzere VM Medical Park Mersin Hastanesine başvurdu. Hastanenin Çocuk Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Abdullah Özyurt tarafından muayene edilen genç sporcunun kalbinin doğuştan delik olduğu ortaya çıktı. Bugüne kadar hiçbir belirti göstermeyen ve rahatsızlık vermeyen Elanur’un kalbindeki delik, başarılı bir operasyonla kapatıldı. Genç sporcu, bugün yeniden sahalara dönmenin mutluluğunu yaşıyor.
“HİÇBİR ŞİKAYETİ YOKTU. EKODA KALBİNDE DELİK OLDUĞUNU SAPTADIK”
Operasyonu gerçekleştiren Doç. Dr. Özyurt, Elanur’un öyküsünü anlattı. Elanur’un çok özel bir hasta olduğunu belirten Özyurt, “Elanur, yaklaşık 10 yıldır profesyonel olarak basketbol oynuyor. Bu başarısını da Çukurova Basketbol A takımına seçilerek taçlandırdı. Hiçbir şikayeti yoktu, tamamen rutin prosedür gereği sporcu lisans vizesi öncesinde detaylı kalp taraması için bize başvurdu. Muayene sırasında ekoda (ekokardiyografi) kalbinde delik olduğunu saptadık. Bu, doğuştan bir delik ve şimdiye kadar hiçbir belirti vermemiş. Bazen kalp delikleri üfürüm veya belirti vermeyebiliyor. Hatta çocuk, deliğe rağmen aktif spor yapan bir çocuk bile olabiliyor. Elanur’un bir diğer önemli özelliği, 4 yıldır Tip-1 diyabet hastası ve insülin yapıyor olması. Bu anlamda Elanur bu kadar kronik hastalığına rağmen aslında tam bir başarı hikayesi. Elanur’u kutluyorum” dedi.
“KAPALI YÖNTEMLE KALBİNDEKİ DELİĞİ TAMAMEN KAPATTIK”
Kalbi delik olduğu için Elanur’a lisansını veremediklerini dile getiren Özyurt, “Elanur’a kötü haberimiz buydu, lisansını durdurduk ama iyi haberimiz de tedavisinin mümkün olduğunu, ameliyatsız bunu tedavi edebileceğimizi, tedaviden sonra da sporcu lisans vizesini rahatlıkla alabileceğini ve maçlara çıkabileceğini söyledik. 15 Ocak’ta operasyon yaptık ve yarım saat süren anjiyo yöntemiyle (kapalı yöntem) Elanur’un kalbindeki deliği tamamen kapattık. Kapattıktan sonra her şey istediğimiz gibi yolunda gitti. Yaklaşık 9-10 milimetrelik çok büyük olmayan bir delikti ama ileride Elanur’un spor yaparken başına dert açabilecek bir delikti. Şu anda belirti vermeyebilirdi ama 25-30 yaşlarında belki bazı şeyler için geç de kalabilirdik, belirti verdiğinde belki tedavi için artık mümkün olmayan bir noktaya da gelebilirdik. Operasyonun ardından bir ay evde dinlenerek geçirdi, önce hafif, ardından tempolu yürüyüşler yaptı. Geçen hafta da resmi basketbol müsabakasına katıldı, benchte (yedek) oturdu, henüz maçta yer alamadı ama önümüzdeki haftalarda maçlarda da yer alacak ve söz verdi ilk basketini bana hediye edecek” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’DE HER YIL YAKLAŞIK 15 BİN DOĞUŞTAN KALP HASTALIKLI BEBEK DOĞUYOR”
Bu haftanın Doğuştan Kalp Hastalıkları Farkındalık Haftası olduğuna da dikkat çeken Özyurt, aileleri bu konuda dikkatli olmaları konusunda uyararak, şunları söyledi:
“Türkiye’de her yıl yaklaşık 15 bin doğuştan kalp hastalıklı bebek doğuyor ve hala bununla ilgili bir farkındalığımız yok. Bu bebeklerin çoğu, önlenebilir sebeple teşhis edilemediği için veya geç teşhis edildiği için maalesef kaybediliyor. Maalesef tıptaki ve teknolojideki birçok gelişmeye rağmen tüm dünyada bebeklerdeki en sık ölüm sebepleri içinde ilk 4’ün içinde yer alıyor doğuştan kalp hastalıkları. Annelerin, babaların çocuklarıyla ilgili genellikle ‘Bizim çocuğumuzda nasıl olsa yoktur, hiçbir şikayeti de yok, koşuyor, oynuyor, hatta futbol, basketbol oynuyor’ gibi iyimser düşünceler içinde olma eğilimi var. Ama iyimser olmak bazen bazı hastalıkların geç teşhis edilmesine sebep olabiliyor. Dolayısıyla çocuğunuzda hiçbir belirti olmasa bile, dışarıdan tamamen sağlıklı görünse de en azından her çocuğun bir kez çocuk kardiyoloji muayenesi ve ekoyla kalp taramasının mutlaka yapılması gerekir.”
“KALPLE İLGİLİ HİÇBİR RAHATSIZLIĞIM OLMADI. DUYDUĞUMDA ÇOK ŞAŞIRDIM”
Yaklaşık 10 yıldır spor yaptığını, 4 yıllık Tip-1 diyabetli olduğunu söyleyen Elanur da kalple ilgili bu zamana kadar hiç rahatsızlığı olmadığını söyledi. Elanur, “İlk duyduğumda çok şaşırdım, çünkü hiç beklemiyordum. Ailece üzüldük ama doktorumuz bizi çok rahatlattı, bunun tedavisinin olacağını söyledi” şeklinde konuştu.
Operasyonun ardından geçen hafta antrenmanlarına başladığını belirten Elanur, doktoruna teşekkür ederek, “O olmasaydı büyük ihtimalle bu fark edilmeyecekti. Bir ay sürdü sahaya dönmem. ‘İlk bir hafta sakin ol, biraz otur’ demişti bana. Benim için biraz zordu, çünkü hareket etmeyi çok seven bir insanım, sürekli hareket halinde olan biriyim. Son iki hafta yürüyüşlerime başladım. Geçen hafta da kontrolümde antrenmanlarıma başlayabileceğimi söyledi. Şu an takımımla antrenmanlara çıkıyorum ama daha çok gücümü toplamak için kondisyonel yapıyorum. Cumartesi günü A takımının ilk maçına çıktım, bu benim için çok güzel bir şeydi. Sağlığıma kavuştum ama gücüme henüz kavuşamadığım için benchte oturdum, yine de bu benim için çok güzel bir şeydi. Şu an çok iyiyim, antrenmanlarıma başladım, mutluyum, sağlıklıyım” dedi.